top of page
1.png

Türkiye'nin Deprem Gerçeği: Fay Hatları, Riskli İller ve Detaylı Güvenlik Rehberi

  • Yazarın fotoğrafı: Burak Sıkıcıkoğlu
    Burak Sıkıcıkoğlu
  • 29 Ağu
  • 3 dakikada okunur

Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği, Avrasya, Afrika ve Arap levhalarının milyonlarca yıllık devinimiyle şekillenmiş jeolojik kimliğimizin bir parçasıdır. Anadolu levhasının batıya doğru sıkıştırıldığı bu coğrafyada, deprem riskini anlamak, yalnızca bir haritaya bakmaktan çok daha fazlasını gerektirir. Bu, fay hatlarının karakterini, zeminlerin davranışını ve yapıların mühendisliğini anlamakla mümkündür.

Bu detaylı rehberde, Türkiye'nin sismik yapısını derinlemesine inceleyecek, güncel deprem haritasının ne anlama geldiğini açıklayacak ve riskinizi belirleyen kritik faktörleri masaya yatıracağız.


Türkiye Fay haritası
Türkiye Fay haritası

Türkiye'nin Sismik Kimliği: 3 Ana Fay Hattının Detaylı Analizi


Ülkemizdeki deprem aktivitesinin yaklaşık %95'i, üç ana fay hattı ve bunların dalları üzerinde yoğunlaşır.


  1. Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF): Enerji Biriktiren Dev Yaklaşık 1100 km uzunluğundaki bu fay, dünyanın en hızlı hareket eden ve en yıkıcı yanal atımlı faylarından biridir. Bingöl Karlıova'dan Marmara Denizi'ne uzanan bu devasa kırık, tek bir parçadan oluşmaz; birbirine paralel uzanan birçok kola ayrılır. Tarih boyunca 1939 Erzincan (7.9), 1944 Gerede (7.2) ve 1999 Gölcük (7.6) gibi büyük depremler bu fay üzerinde meydana gelmiştir. Özellikle Marmara Denizi'nin altından geçen segmentte uzun süredir büyük bir deprem olmaması, bilim insanlarının "sismik boşluk" olarak adlandırdığı, enerji birikiminin devam ettiği bir bölge olduğunu göstermektedir.

    • Doğrudan Etkilediği İller: Erzincan, Tokat, Amasya, Bolu, Düzce, Sakarya, Kocaeli, Yalova ve İstanbul'un güney kıyıları.

  2. Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF): Yakın Dönemin Yarası Yaklaşık 550 km uzunluğundaki bu sol yanal atımlı fay, Ölü Deniz Çatlağı'nın kuzey devamıdır. 6 Şubat 2023'te yaşadığımız büyük felaket, bu fayın güneydeki Pazarcık ve Çardak segmentleri ile kuzeydeki Elbistan segmentinin art arda kırılmasıyla meydana gelmiştir. Bu olay, DAF'ın ne denli büyük depremler üretebileceğini acı bir şekilde göstermiştir.

    • Doğrudan Etkilediği İller: Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş.

  3. Batı Anadolu Fay Hattı (BAF): Ege'nin Hareketli Mozaiği KAF ve DAF gibi tek bir hat boyunca uzanmak yerine, Batı Anadolu'da çok sayıda aktif faydan oluşan karmaşık bir sistem bulunur. Bu faylar genellikle "graben" (çöküntü ovaları) ve "horst" (yükselen bloklar) yapıları oluşturur. Bu nedenle Ege Bölgesi sık sık, ancak genellikle orta büyüklükte depremlerle sarsılır. Ancak bu fayların da 7.0 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeli vardır.

    • Etki Alanındaki İller: İzmir, Aydın, Manisa, Muğla, Denizli, Kütahya, Uşak, Afyonkarahisar, Bursa, Balıkesir.


Haritalar Ne Söylüyor? Eski ve Yeni Deprem Haritaları Arasındaki Fark


  • 1996 Haritası ("Bölgeler" Dönemi): Bu harita, Türkiye'yi 1'den 5'e kadar derecelendirilmiş genel deprem bölgelerine ayırıyordu. Ancak bu yaklaşım, bir ilin tamamını aynı risk kategorisine soktuğu için çok genel kalıyordu.

  • 2018 Türkiye Deprem Tehlike Haritası ("Noktasal Tehlike" Dönemi): AFAD tarafından yayınlanan bu güncel harita, çok daha gelişmiş bir teknoloji kullanır. Artık "bölge" yerine, Türkiye'deki herhangi bir noktanın en büyük yer ivmesi (PGA) değerini gösterir. Yani, mahallenizin, hatta apartmanınızın bulunduğu noktanın deprem tehlikesini sayısal olarak verir. Bu veri, mühendislerin o noktaya özel depreme dayanıklı bina tasarlamasını sağlar. Haritadaki koyu kırmızı renkler, en yüksek yer ivmesine, dolayısıyla en büyük sarsıntı tehlikesine sahip yerleri gösterir.


Riski Belirleyen İki Altın Kural: Zemin ve Bina


Deprem tehlikesi haritası tek başına her şeyi anlatmaz. Gerçek risk, tehlikenin zemin ve bina kalitesiyle birleşmesiyle ortaya çıkar.


  1. "Zemin Büyütmesi" Faktörü: Deprem dalgaları, farklı zemin türlerinden geçerken farklı davranır. Sağlam kaya zeminler sarsıntıyı olduğu gibi iletirken; alüvyon, kum, dolgu gibi gevşek ve suya doygun zeminler, sarsıntının süresini ve şiddetini bir mikser gibi çalkalayarak artırır. Buna "zemin büyütmesi" denir. 1999 depreminde, epicentera (merkez üssü) uzak olmasına rağmen Avcılar'da yaşanan büyük yıkımın temel nedeni, bölgenin zayıf zemin yapısıydı.

  2. Binanızın Deprem Karnesi: Bir depremde ayakta kalıp kalmayacağınızı belirleyen en kritik faktör binanızın kendisidir.

    • Deprem Yönetmeliği: Binanız, inşa edildiği yılın deprem yönetmeliğine uygun mu? Özellikle 2000 yılı öncesi yapılar daha yüksek risk taşımaktadır.

    • Yapısal Kusurlar: Projesiz tadilatlar, kolon kesilmesi, zemin katlardaki dükkanlar nedeniyle duvarların kaldırılması ("yumuşak kat" etkisi) gibi durumlar, binanın taşıyıcı sistemini zayıflatarak yıkılma riskini katbekat artırır.

    • Malzeme Kalitesi: İnşaatta kullanılan betonun kalitesi ve demirin (nervürlü inşaat demiri) standardı hayati önem taşır.




Deprem riskini bilmek, bir kaderi kabul etmek değil, geleceği şekillendirmek için bir yol haritası edinmektir.

  • Öğrenin: e-Devlet üzerinden AFAD'ın Deprem Tehlike Haritası'na girerek kendi evinizin bulunduğu noktanın tehlike değerini öğrenin.

  • Kontrol Ettirin: Özellikle 2000 yılı öncesi bir yapıda oturuyorsanız, belediyenizin veya lisanslı mühendislik firmalarının sunduğu "riskli yapı tespiti" hizmetlerinden yararlanın.

  • Hazırlanın: Aile afet ve acil durum planınızı yapın, afet çantanızı hazırlayın ve evinizdeki eşyaları sabitleyin.

Unutmayın, deprem öldürmez; güvensiz zeminlere inşa edilmiş, mühendislik hizmeti almamış binalar öldürür. Bilgi ve hazırlık, bu gerçeğe karşı en güçlü güvencemizdir.

Yorumlar


1.png
bottom of page